İhsan Üzere Yaşamak

İhsan Üzere Yaşamak

İçinde bulunduğumuz ramazan ayının en önemli özelliğinden bir tanesi Kur’an ayı oluşudur. Her Müslüman bu ayda oruç tutmanın yanında mutlak surette ilahi kelamı okumalı, ayetler üzerinde düşünmeli ve hayatına taşımalıdır.

Kur’an kavramlarından olan ihsan sözlükte “güzel olmak” manasına gelen hüsn kökünden türetilmiş bir masdar olup, genel olarak “başkasına iyilik etmek” ve “yaptığı işi güzel yapmak” şeklinde, kısmen farklı iki anlamda kullanılmaktadır.

İhsanda bulunan kişiye muhsin denir. Allah’u Teâlâ insanı en güzel şekilde yarattığını belirtirken (Tin suresi, 95:4), imtihan için dünyaya gönderdiği insana (Mülk suresi, 67:2) kendisine hakkıyla kulluk etmesini ve iyiliği başkalarına da dokunan Müslüman olmasını emretmektedir.

Allah insan üzerine birçok sorumluluk yüklemiştir. Bunlar sırasıyla, insanın kendisine, yaratıcısına, anne ve babasına ve çevresine karşı sorumluluklarıdır. Bu sorumlulukları doğrultusunda tüm eylemleri hayır, iyilik ve güzellik üzerinde kurulu olması, başka bir deyişle ihsan temelinde olması Allah’ın emridir.

İhsan gibi geniş kapsamlı bir emri hakkıyla yerine getiren kimseler, Allah’u Teâlâ’ya karşı kulluk görevlerini de ifa etmiş olurlar. Allah’a hakkıyla nasıl kulluk yapılır sorusunun cevabı, Cibril hadîs-i şerifinde açıklanıyor: “Allah’a, O’nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen onu görmüyorsan da O seni muhakkak görür.” (Müslim, Îmân 1, 5)

Mümin kul daima Allah’ın gözetiminde olduğunun idrakı ile hayatını ihsan terazisinde yaşar. Muhsinlerden olmaya gayret gösterir. İhsan kulun Allah’a karşı hissettiği derin saygı, bağlılık ve itaat ruhunu ve bu ruh hâlinin ürünü olan iyi davranışların bütünüdür.

ALLAH’IN İHSANDA BULUNMASI

Allah’ın ihsanda bulunması, yarattığı kullarına nimetler vermesi ve yarattığı ve yaptığı her şeyi en güzel ve en mükemmel yapmasıdır.

“Andolsun biz Âdemoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”( İsrâ suresi, 17:70.)

Allah’u Teâlâ mümin kullarına rahim sıfatı gereği ahirette de ihsanda bulunacaktır.

“Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan ise kalıcıdır. Elbette sabredenlere, yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz, Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeliyle vereceğiz.”( Nahl suresi, 16:96-97.)

İNSANIN İHSANDA BULUNMASI

İnsanın ihsanda bulunarak muhsin sıfatını kazanması, Allah’ın sevdiği hasletlerdendir. Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de insanın ne yaparak ihsanda bulunabileceğini en güzel şekilde izah eder.

MUHSİNLERİN ÖZELLİKLERİ

İhsanda bulunan insanlara muhsin denir. Muhsinlerin tanımını birçok ayette geçmektedir. Muhsinler;Allah’ın emrettiği şekilde yaşar, insanları hayra davet eder, iyiliği emreder ve kötülükten alıkoyar.Allah’a karşı gelmekten sakınırlar (Zümer suresi, 39:33-34) Muhsin veya muttakî kişi hayatını Allah’a ve Resulüne göre şekillendirir.

Bozgunculuk yapmamak da muhsinlerin özelliklerindendir.

“Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah’ın rahmeti çok yakındır.”(A’râf suresi, 7:56)

Allah yolunda karşılaşacakları her türlü sıkıntıya katlanırlar.

“Medine halkına ve onların çevresinde bulunan bedevi Araplara Allah’ın rasulünden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarını düşünmeleri yakışmaz. Şöyle ki; Allah yolunda onlara bir susuzluk, bir yorgunluk ve bir açlığın erişmesi, kâfirleri öfkelendirecek bir yere (ayak) basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerine sâlih bir amel yazılması içindir. Çünkü Allah, muhsinlerin/iyilik yapanların mükâfatını elbette zayi etmez.”(Tevbe suresi, 9:120)

Başlarına gelen her türlü belaya sabrederler, teselliyi Allah’a sığınarak ararlar.

“Sabret. Çünkü Allah muhsinlerin/güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.” (Hûd suresi, 11:115)

Onlar kendi iradelerini Allah’ın iradesinin önüne geçirmeyenlerdir. Kur’an onları şöyle övmektedir:  “Bilâkis, kim muhsin olarak yüzünü Allah’a döndürür, O’na boyun eğip teslim olursa, onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de onlar üzülürler.” (Bakara suresi, 2:112) Bollukta da darlıkta da infak ederler. “O takva sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için infak ederler/harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah muhsinleri/iyilik edip güzel davranışta bulunanları sever.” (Âl-i İmrân suresi, 3:134)

İbadete düşkündürler: “Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. Geceleri pek az uyurlardı. Seherlerde bağışlama dilerlerdi.” (Zâriyât, 51/15-18) İşlerini güzel ve sağlam yaparlar: “Yaptığınızı (işinizi) güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever.” (Bakara, 2/195)

Ramazan kulun kendini Allah’a beğendirme imkânını sunan aydır.  O hâlde bizler de, kendimizi ihsan terazisinde tartalım. Rabbimizi görüyormuş gibi O’na ibadet ederken, iyilik nâmına her ne varsa, bizim elimizden sadır olmasına azami gayret gösterelim. Yaşadığımız topluma iyilik mayası çalalım. Unutmayalım ki cennete giden yol “iyilikten” geçer.