İslam Düşmanlığı Fransa’nın Şirazesini Bozdu!
- Sürmanşet 2YAZARLAR
- 19 Şubat 2021
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2016 yılında La République En Marche isimli, yani, “Yürüyen/İlerleyen Cumhuriyet” partisini kurduğunda Nicolas Sarkozy ve François Hollande’ın başarısız iktidarlarından sonra “genç bir umut” olarak görülmüştü.
Ne var ki, Macron, Fransız toplumunu büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Kendisine en çok da ekonomi ve yurttaşların gelir dağılımından adilane bir paylaşım alabilmeleri alanında umut bağlanmıştı. Emekliler, işçiler ve çiftçiler başta olmak üzere yoğun bir kitle en kısa zamanda nasıl da bir hayal kırıklığına uğradıklarını görünce “sarı yelekliler” hareketi gibi bir protesto silsilesi başladı.
Fransa dış politikada da işe yaramayan, özellikle eski sömürgelerinde eline yüzüne bulaştırdığı politikalarla gündeme geldi. Avrupa Birliği’ndeki ağırlığı azaldığı gibi, çok az ülke ile ilişkilerini iyi tutabildi.
Ama Macron iktidarı Fransa’sının en başarısız alanı ise iç politikada oldu. Bu iktidar döneminde kısmen de olsa sol partiler dahil neredeyse tüm partiler, hepsi “aşırı sağ” politikaları önceler hâle geldi. Ülkenin bir numaralı konusu ne olduğunu kendilerinin de bilmediği “İslamcı ayrılıkçılık” oldu. Bu yüzden ülkede öyle bir histeri başladı ki, İslam düşmanlığı sebebiyle tüm politikacıların şirazesi bozuldu.
Öyle ki, aşırı sağcı lider Marine Le Pen, İçişleri Bakanı Geraldin Darmanin’i takdir etmekten kendini tutamadı. “Ufak tefek eleştirilerim var” var gibi komplimantasyonlara girdi. Bakan Darmanin’in ise “son haftalarda bakkal, manav dahil Müslümanların sahip olduğu 400’e yakın iş yeri ile 16 camiyi nasıl kapattırdığı” ile övünürken, Le Pen’i Müslümanlara karşı “yumuşak olmak”la suçlaması dikkatlerden kaçmadı.
Ülkedeki İslam düşmanlığında gelinen noktanın diğer dinleri de hedef alması mümkün. Zira, mevcut yasalara göre bütün kısıtlamaların sadece Müslümanları hedef alması, hem ulusal hukuka hem de uluslararası hukuka göre ayrımcılık teşkil ediyor. Bu hakikati de yine Marine Le Pen’in gündeme getirmesi ve “İslamcılar varken, durup dururken niye tüm dinlere saldırıyorsunuz” şeklindeki ifadesi İslam düşmanlığının ülkede siyasetçilerin şirazesini nasıl bozduğunu gösteriyor.
Fransa toplumu, ülkedeki hain terör saldırılarının suçunu tüm Müslümanlara yüklemeye bunun için karşı çıkmak zorundadır. Aksi takdirde, Fransız laikliği, tüm dindarları yediği gibi, kendi laikliğini de yiyecek. Tek taraflı susmanın bedeli bu olsa gerek.