Avrupa’nın Yeni Afyonu: İslam Düşmanlığı ve Müslüman Nefreti

Avrupa’nın Yeni Afyonu: İslam Düşmanlığı ve Müslüman Nefreti

Şu yazdıklarımı bir kenara not edin. Abarttığımı da sanmayın. Eğer birisi sizin karşınıza en azından şu argümanlarla çıkıp İslam’a ve Müslümanlara diyecek bir şeyi olmadığını, ama, “Siyasal İslam’a” karşı olduğunu söylüyorsa bilin ki, o kimse bilinçli ya da bilinçsiz bir İslam düşmanıdır.

Yazının başlığı siyasal bilimci Patrycja Sasnal ve sosyal bilimci Yasemin El Menouar’ın İngiliz Guardian gazetesine yazdıkları bir yazının başlığından uyarlamadır. Onlar, konuyu “Avrupa’yı zehirleyen sosyal bir pandemi: Müslüman nefreti” olarak işlemişler. Doğrudur. Bizim meseleyi afyona benzetmemizin sebebi ise, böylece Avrupa toplumlarının çok kolay bir şekilde uyutularak Müslüman nefretlerinin artırılmasına dikkat çekmek içindir. Onun içindir ki, İslam düşmanlarından kim olursa olsun, isterseniz en okkalıklı profesörleri, İslam uzmanları, İslam eleştirmenleri, liberal ya da ılımlı Müslümanları olsun eğer şu aşağıdaki argümanlarla karşınıza çıkıyorsa not edin: O kimse bilerek İslam düşmanlığı yapıyor. Yok bunu reddedip inkâr ediyorsa, afyonlanmış bir şekilde bu düşmanlığını izhar ediyor demektir.

Baştan da söyledim. Abarttığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Müslümanların, Tanrı adına dünya hakimiyeti kurmak niyetinde olduğunu, dinî kuralları, seküler kurallardan üstün tuttuğunu söyleyen bir kimse, İslam nefreti aşılıyor demektir. Her kim, Müslümanların kadın erkek-eşitliğine karşı çıktığını, kadınlarla erkeklerin karışık olarak bir arada bulunmasını uygun görmediğini, kadınların tesettürünü savunmakla kadınları aşağıladıklarını ve bunu fetiş hâline getirdiklerini söylüyorsa, İslam düşmanlığı yapıyor demektir. Her kim, İslam’ın, dolayısıyla Müslümanların ailede erkeğe sorgusuz yetki yüklediğini, bunun için de patrialkal bir hayat sürmeyi şart koştuğunu söylüyorsa İslam düşmanıdır.

Ve yine her kim, Kur’an’ın modern hayata uygun bir şekilde yorumlanmasını dayatıyorsa, buna karşı çıkanı, fanatizm, aşırılık ve siyasal İslam olarak görüyorsa, o kimse, İslam düşmanlığında çığır açıyor demektir. Hatta, biraz daha ileri giderek, Kur’an’ın Allah tarafından Muhammed’e harfi harfine aynen indirildiğine inanmanın dinsel fanatiklik olduğunu iddia ediyorsa o kimse İslam düşmanıdır.

“Sekülerliğe ve laikliğe karşı çıkmanın bir göstergesi olarak, her kim, dünyada helâl-haram dengesi gözetiyorsa,  nikâhsız cinsel ilişkiye karşı çıkıyorsa Batı değerlerine de karşı çıkar!” diyorsa o kimse kesinlikle İslam düşmanıdır.

Listeyi uzatmak mümkündür, ama şimdilik bununla yetinelim.