Korona Döneminde Sıla-i Rahim

Korona Döneminde Sıla-i Rahim

Sıla “bağ, birini diğerine bağlayan ilişki, bir çeşit iyiliği birine ulaştırmak” anlamlarına gelir.[1] Rahim ise akrabalık, yakınlık ve ahbaplık demektir. Dolayısıyla sıla-i rahim akrabalık bağının sıkı tutulması, koparılmaması ve canlı tutulması demektir.

Sıla-i rahimde en başta ana, baba ve diğer yakın akrabalarla olan bağı korumak gelir. Bu bağın korunması Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre vaciptir. İmam Nevevî, Şâfiîlere göre sıla-i rahimin vacip olduğunu belirtir.[2]

Sıla-i rahimin muhafazası son derece önemlidir. Özellikle en yakınlardan başlayarak anne/babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilmesi ve haklarının görülüp gözetilmesi en başta gelen sıla-i rahim hakkıdır. Nitekim Rabbimiz Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de; Peygamber Efendimiz (a.s.) da mübarek hadislerinde bu vecibenin korunmasına dair emirler ve uyarılarda bulunmuşlardır. Bazı ayetler şöyledir:

“Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.”[3]

“Onlar ki Allah’ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar… Fakat Allah’ın tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lanet onlara ve yurdun kötüsü cehennem de onlara.”[4]

Hâlid b. Zeyd (r.a.) anlatıyor: “Bir adam Hz. Peygamber (a.s.)’a geldi ve “Yâ Resûlallah; beni cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?” dedi. Resûlullah (s.a.v.) şu cevabı verdi: “Allah’a ibadet eder ve Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahim edersin.”[5]

Bu ayetler ve hadîs-i şerifte ifade edildiği gibi, sıla-i rahim korunmalıdır. Çünkü neticesinde cennet vardır. Korunması vacip olan sıla-i rahimin yerine getirilmesi ise çeşitli şekillerde olur. Başta fiziki anlamda sıla-i rahim hakkı olanlar bizzat zaman zaman ziyaret edilmelidir. Hâl ve hatırları sorulmalıdır. İhtiyaçları karşılanmalı ve gönülleri bizzat alınmalıdır. Fiziki olarak ziyaret etmeye engeli olanlar ise yine aranmalı, sorulmalı ve imkân dâhilinde uzaktan da olsa ilişkiler canlı tutulmalıdır. İletişim vasıtalarıyla irtibata geçilmelidir.

Bazı zamanlarda ise ortaya çıkan bazı engeller sebebiyle sıla bağlarını kurmakta zorlanabiliriz. Bugün bütün dünyayı etkisi altına alan korona pandemisi döneminde bilhassa fiziki olarak yakınlarla bir araya gelmek neredeyse imkânsız hâle gelmiş durumdadır. Özellikle korona teşhisi konmuş veya korona riski olan büyüklerin yanlarına varmak sağlığı tehlikeye atmak demektir. Bizde virüs var da onlara bulaştırırsak ya da onlardan biz virüs kaparsak netice itibarıyla her durumda problemler söz konusu olacaktır. Bu gibi durumlarda fiziki irtibat yerine uzaktan uzağa bağlarımızı canlı tutmamız gerekir. Çünkü sıla da önemli, sağlık da önemlidir. Nitekim Efendimiz (a.s.), “Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız.[6] buyurmuştur. Böyle yapmakla sıla-i rahimi terk etmiş olmayız. Uzaktan da olsa sıla-i rahim bilinciyle hareket ederiz; varsa ihtiyaçları olabildiğince yaklaşarak karşılama yoluna gideriz. Allah her şeyin en iyisini bilir.

[1] El-Bahru’r Râik, 8/508; Mugni’l Muhtac, 2/405; İbn Hacer, Ez-Zevacir, 2/65

[2] İbn Âbidîn, 5/264; Kifayetu’t Talib er-Rabbânî, 2/339

[3] Nisâ suresi, 4:1

[4] Ra’d suresi, 13:21,25

[5] Buhârî, Zekât, 1

[6] Buhari, Tıbb 30, Enbiya 50, Hiyel 13; Müslim, Selam 92, 2218; Muvatta, Cami 23, 2, 896; Tirmizi, Cenaiz 66, 1065.