Utanmadıktan Sonra Dilediğini  Yap!

Utanmadıktan Sonra Dilediğini Yap!

Müslüman kişi kötülüğün ve hayâsızlığın her türlüsünden sakınmak durumundadır. Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulur:

“İman altmış küsur (şubedir) daldır, hayâ (utanmak) da imanın bir dalıdır.”¹ , Bir başka rivayette nakledildiğine göre, insanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de:  Utanmadıktan sonra dilediğini yap!”²  sözüdür.

MÜSLÜMAN KENDİSİNİ İLGİLENDİRMEYEN İŞLERİ BIRAKMALI

Onun içindir ki, ahlak bir Müslüman’ın hayatının her anını ve her yaşında yönlendiren kurallar bütünüdür. Meselâ, bir hadiste insanların, kendilerini ilgilendirmeyen konularla ilgilenmekten uzak tutmaları istenmiştir:

“Bir kul, kendini ilgilendiren işlerden sakındığından dolayı, kendisini ilgilendirmeyen işleri bırakmadıkça, muttakîler derecesine ulaşamaz.”³ 

Başkalarına karşı kibirlenmek ve büyüklük taslamak da Müslümanlara yasaklanmıştır. Kibirden, hıyanetten ve borçtan uzak olarak ölen kimse cennete girer.”⁴  “Size cennet ehlini haber vereyim mi? Zayıf ve horlanan kimselerdir. Size cehennem ehlini haber vereyim mi? Kaba, hilekâr ve kibirli kimselerdir.”⁵   gibi hadîs-i şerifler meselenin önemini anlamamıza yetecek mahiyettedir.

Müslüman’ın özü sözüne ve içi dışına uygundur. Her zaman dosdoğru olmayı ilke edinmiştir. Hadiste şöyle haber verilir: “Kıyamet günü Allah indinde insanların en şerlilerini bazı insanlara bir yüzle, diğerlerine başka yüzle davranan ikiyüzlü kimseler olarak bulursun.”⁶ 

Süfyân b. Abdullah es-Sekafî (r.a.)’dan naklen rivayet edilmiştir ki: “Ey Allah’ın resulü, bana bir şey söyle ki ona sımsıkı sarılayım.” Buyurdu ki: ‘Rabbim Allah de, sonra dosdoğru ol.’ Dedim ki: ‘Benim hakkımda en çok korktuğun şey nedir?’ Dilini tutarak ‘İşte bu.’ buyurdular.”7

DOĞRULUK İYİLİĞE GÖTÜRÜR

Bir Müslüman her nerede olursa olsun, velev ki kendi aleyhine bile olsa, doğruyu söylemekten, hak ve adaletten ayrılmamaktan yanadır. Doğruluğu öven birçok hadis vardır. Onlardan birisi şudur:

“Hiç şüphe yok ki, doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.”⁸ 

Yalan söylememek, dedikodu yapmamak, lüzumlu olmadıkça ve yalan yere yemin etmemek, yalancı şahitlik yapmamak ve haksızlığa karşı nefret duymak da Müslümanların ahlaki vasıflarındandır. Şu hadîs-i şerif oldukça çarpıcıdır:

“Size en büyük günahları haber vereyim mi?” diye üç defa sordu. “Evet, Yâ Resûlallah!” dediler. Dedi ki: (Onlar), “Allah’a ortak koşmak, ana-babaya asi olmak ve yalancı şahitliktir.” Resûlullah oturuyordu. Doğruldu ve (yalancı şahitliği) tekrar tekrar söyledi. O kadar çok tekrar etti ki keşke sussa dedik.⁹

İsraftan ve cimrilikten sakınmak, muhtaçlara yardım elini uzatmak da hadislerde Müslümanlara tavsiye edilmiştir. Bir rivayette, “Resûlullah yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Cenazeyi takip etmeyi, hastayı ziyaret etmeyi, davete icabet etmeyi, mazluma yardım etmeyi, yemine sadık kalmayı, selamı iade etmeyi ve aksırana (yerhamukellah) demeyi emretti. Gümüş kap kullanmayı, altın yüzüğü, ipeği, atlası, ibrişimi ve ince ipeği yasakladı.”10  buyurulmuştur.

  1. Buhârî, İman, 1
  2. Buhârî, Enbiyâ, 54; Ebû Dâvûd, Edep, 6
  3. İbn Mâce, Takva, 2
  4. Beğavi, Gulul, 11
  5. Buhârî, Kibir, 8
  6. Buhârî, Ahlak, 8
  7. Tirmizî, Hıfzu’l-lisan, 4
  8. Buhârî, Edep, 69; Müslim, Birr, 103
  9. Buhârî, Şehâdât, 10
  10. Buhârî, Cenâiz, 56