Kul Hakkına Duyarlılık Göstermek

Kul Hakkına Duyarlılık Göstermek

“Ey Kavmimiz! Allah’ın davetçisine olumlu cevap verin (icabet edin), O’na iman edin ki sizin günahlarınızdan bir kısmını affetsin ve sizi can yakıcı bir azaptan kurtarsın.” (Ahkâf suresi, 46:31).

Zemahşerî, Ebussuûd gibi büyük müfessirlerin de içinde bulunduğu âlimlere göre bu ayette günahlardan bir kısmının Allah Teâlâ tarafından bağışlanmayacağına işaret edilmektedir ki, bu da kul hakkıdır.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “Kimin üzerinde din kardeşinin şeref ve haysiyeti ya da malına yaptığı haksızlıktan doğan bir hakkı varsa, para-pulun geçmediği hesap günü gelmeden, o kimseden helâllik alsın. Yoksa kendisinin salih amelleri varsa, yaptığı haksızlık miktarınca sevaplarından alınır o hak sahibine verilir. Şayet iyilikleri yoksa ya da biterse haksızlık yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir.” (Buhârî, “Mezâlim”, 10, “Rikâk”, 48). Hz. Peygamber bu hâli, tam anlamıyla bir iflas ve felaket olarak nitelendirir (Buharî, “Edeb”, 102; Müslim, “Birr”, 60). 

Başta verilen ayet ve zikredilen hadisler gıybet, tecessüs (gizli hâlleri araştırma), aldatma, yalan gibi kul hakkı konusunda duyarlı olmayı ifade eder. Çünkü hiçbir hak zayi olmadığı gibi hakkını da ancak sahibi affedebilir.

Bu konu ile ilgili en güzel örneği de her konuda olduğu gibi yine bizzat Hz. Peygamber göstermiştir. Elinde bir değnek ile göstererek yardım malzemesi dağıttığı sırada oraya gelen bir adam O’nun üzerine abanarak rahat çalışmasını engelleyince değnekle dürtüp uyarmıştı ki değnek onun yüzüne gelerek çizmişti. Hemen Hz. Peygamber kendisinden helallik istemiş ve aksi takdirde değneği uzatarak aynı hareketi kendisine uygulamasını söylemişti. Adam da kendisini affettiğini söyleyip aynı hareket ile mukabele etmekten vazgeçmişti (Ebû Dâvûd, “Diyât”, 14; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 28).

Bütün bunlardan çıkan sonuç kul hakkına girmemek, girilmişse helallik almak, bu konuda da müminler olarak yardımlaşmaktır. Zira Hz. Peygamber’in ifadesiyle: “Kıyamet günü haklar sahiplerine mutlaka verilecektir. Hatta boynuzsuz koyun kendisini süsen boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.” (Ahmed b. Hanbel, II, 235, 323, 363, 442).

En doğrusunu Allah bilir.