Müslüman Olmanın Temel İlkeleri Üzerine
- HAYAT
- 15 Eylül 2020
Müslüman olmanın en önemli özelliklerinden birisi sözünde durmak ve ahitlere sadık kalmaktır. Huzeyfe b. Yemân’ın (r.a.) Bedir’e katılmak istemesine rağmen katılamamasının hikâyesi burada anlatılması gereken hakikatlerden birisidir. Huzeyfe olayı şöyle anlatmıştır:
Babam Huseyl ve ben (Medine’ye gitmek üzere) yola çıktık. Kureyşliler bizi yakaladı. Dediler ki; “Siz Muhammed’in yanına (mı) gidiyorsunuz?” Biz de; “Hayır onun yanına değil, Medine’ye gidiyoruz.” dedik. Bizden onunla (Peygamberimiz ile) beraber savaşmayıp, sadece Medine’ye gitmek hususunda söz aldılar. (Ve bizi bıraktılar.) Resûlullah’a gelerek durumu haber verdik. Buyurdu ki:
“(Savaşa) katılmayın. Sözümüzde duralım ve Allah’tan düşmana karşı yardım dileyelim.”1 Ayrıca bir başka hadiste şöyle buyurulmuştur:
“Sözünde durmayan için kıyamet gününde bir bayrak dikilir ve ‘Bu sözünde durmayan filanın bayrağıdır.’ denilir.”2
Emanetin korunması da Müslüman olmanın bir diğer özelliğidir. Birçok hadiste emaneti koruma ve doğru sözlülüğün güzel ahlaktan olduğuna vurgu yapılmıştır.
Müslüman işini iyi yapar
Bir Müslüman her ne suretle olursa olsun emanete hıyanet edemez. Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadiste, “Münafığın alameti üçtür: Konuşurken yalan söyler, vadederse yerine getirmez ve emanete hainlik eder.” buyurulmuştur. Müslüman kişi üzerine aldığı her türlü vazifeyi en iyi suretle yapmaya çalışır. Hadiste, “Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.”4 buyurulmuştur.
Elbisesini ve çevresini pisliklerden, zihnini kötü fikirlerden, kalbini fena huylardan, dilini çirkin ve kaba sözlerden temizlemek, cismen ve ruhen temizlikte herkese örnek olmaya çalışmak da Müslümanların başlıca vazifelerindendir. Hadislerde Allah’ın temiz olduğu ve temizliği sevdiği rivayetlerine, çevreyi temiz tutmanın gerekliliği gibi tavsiyelere rastlamak mümkündür.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.); insanları cennete girdirecek şeylerin çoğunun Allah’a saygı (takva) ve güzel ahlak olduğunu belirtmiş, insanları cehenneme girdirecek şeylerin çoğunun ne olduğu sorulunca da, “Ağız ve cinsel organdır.”5 buyurmuştur.
İnsanlar arasında fesat çıkarmamak, insanları birbirine düşürecek söz ve işlerden sakınmak da Hz. Peygamber tarafından tavsiye edilmiştir. Enes (r.a.)’ın fitnenin uykuda olduğu ve onu uyandıranın Allah’ın rahmetinden uzaklaşacağına yönelik ikazı vardır. Hz. Peygamber de, “Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremezler.”6 ve “Kendisine emanet edilene hıyanet etmek münafıklığın alametlerindendir.”7 buyurmuşlardır.
Kimsenin ayıplarını, gizli hâllerini araştırmamak ve ortaya dökmemek de Müslüman’ın şiarlarındandır. Hadislerde insanların gizli hâllerini araştırmanın onları ifsada sürükleyeceği ve gizli bir hatanın örtülmesinin diri diri toprağa gömülen kız çocuğunu diriltmiş gibi olacağı ifade buyurulmuştur.
Müslüman’ın ahlaki özellikleri
Hz. Peygamber, Müslümanların taşıması gereken ahlaki özellikleri ise söyle zikretmiştir:
“Ashabım, zandan çekininiz! Çünkü sanıkla itham sözlerin yalanı çok olanıdır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız, hususi ve mahrem hayatınızı da araştırmayınız! Bir de almayacağınız bir malı alıcıyı zarara sokmak için arttırmayınız, birbirinize haset de etmeyiniz! Buğz (düşmanlık) da etmeyiniz! Birbirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, birbirinize kardeş (mesabesinde) olunuz! (Birbirinizi seviniz!)”8
Bir Müslüman asla kumarcı, içkici, atlatıcı ve hilekâr olamaz. İbn Abbas (r.a.)’dan nakledilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Hamirden (sarhoş eden maddelerden) sakınınız; çünkü o, her şerrin anahtarıdır.”9
Bir başka hadis ise şöyledir:
“Helâk eden şu yedi şeyden kaçının.” Ashap, “Onlar nelerdir ya Resûlallah?” dediler. Bunun üzerine: “Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak.”10
Bir başka hadiste de, “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurulmuştur.
Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermemek de Müslümanların özelliklerindendir. Enes (r.a.)’dan nakledilen bir hadiste şöyle denilmiştir: “Sana şüphe veren şeyi şüphelendirmeyene terk et, yani, şüphe vereni bırakıp, şüphe etmediğin ile amel et.”12
- Müslim, el-Cihad ve’s-Siyer, 35
- Ebû Dâvûd, Cihat, 162
- Buhârî, İman, 23
- Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, I, 275; Beyhakî, Şu’abü’l-İman, IV, 334
- Tirmizî, Şükür, 4
- Müslim, İman, 168; Tirmizî, Birr, 79
- Müslim, İman, 25
- Buhârî, Talimü’l-feraiz, 8
- Beyhaki, Şuabu’l-îmân, VIII, 10
- Buhârî, Vasâyâ, 23; Tıbb, 48; Müslim, İman, 144
- Müslim, İman, 164
- Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 249